ÖFKE PROBLEMİ
Çocuklarda ve yetişkinlerde sıklıkla karşılaştığımız öfke problemi aslında öfke duygusunun doğru şekilde tanımlanıp ifade edilememesinden kaynaklanır. Her insan için doğal bir duygu olan öfke kontrol edilemediğinde büyük ve yıkıcı bir problem haline gelir. Öncelikle öfkenin ne olduğu ne hangi durumlarda dışavurumunun zorlayıcı olduğu öğrenilirse bu duyguyu yapıcı bir şekilde yönetmek mümkün hale gelebilir.
En genel anlamıyla öfke; bireyin karşılanmamış ihtiyaçlar ve beklentiler, doyurulmamış istekler, hayal kırıklıkları, yaşanan haksızlıklar ve istenmeyen sonuçlar karşısında verdiği duygusal bir tepkidir. Öfke doğası gereği uygun şekilde ifade edildiğinde olukça sağlıklıdır. (Çetin, A. Şükran, A. vd., 2024)
Yalnızca bu tanım üzerinden yola çıkıldığında bile, öfkenin en temel nedeninin karşılanmamış istekler ve yaşanan haksızlıklar olduğunu düşünebiliriz. Yetişkinlerin, öfkeye neden olabilecek durumlarla karşılaştığında verdikleri tepkiler pek çok unsura göre değişmektedir. Bunların içinde; psikolojik sağlamlık, kişilik özellikleri, eğitim seviyesi ve iletişim becerileri gibi pek çok unsurdan bahsedebiliriz ancak çocuklarda öfke, kontrol edilmesi daha zor bir duygu olarak karşımıza çıkar.
Çocuklar için zorlayıcı olmasının başlıca nedenleri; çocuğun henüz duyguları tanımıyor ve duygularını ifade edebilecek bilişsel ve dil becerilerinin yetişkinlere kıyasla gelişmemiş olmasıdır. Genellikle kontrol edilemeyen öfke; çığlık atma, tekmeleme, ısırma ve vurma gibi davranışlarla dışa vurur. Sıklıkla 2-6 yaş arasındaki çocuklarda görülür ve en yaygın davranış sorunları arasındadır. Bu yaş aralığının dışında özellikle bebeklik döneminde pek çok uyaran öfke duygusunu açığa çıkarır. Bebeğin ihtiyaçlarının zamanında karşılanmaması ağlama ile sonuçlanır ve bebek ağlama sayesinde ihtiyaçlarının karşılanacağını kısa sürede öğrenir. Bununla beraber öfkelendiği zaman ilgi odağı haline geldiğini de keşfetmiş olur.
Bebeklik döneminden itibaren tüm çocuklarda öfke gösterme eğilimi vardır ve genellikle isteklerinin engellemesi gibi tehdit olarak algıladıkları durumlarda öfkeyle karşılık verebilirler. Ancak gelişim dönemleri göz önüne alındığında hangi durumların öfke yarattığını şu şekilde sıralayabiliriz;
1,5-3 Yaş Öfke Nedenleri
Konuşarak duygularını anlatamaması
Tek başına bırakılması
Giysilerinin çıkarılması ya da giydirilmesi
Tuvalete eğitiminde zorlanması
Oynadığı bir şeyin elinden alınması
Burnunun, elinin ya da yüzünün silinmesi
Yetişkinlerin ilgisini çekmediğini hissetmesi gibi özerkliği ile ilgili pek çok durum öfkeye yol açar.
Üç Yaşından İtibaren Öfke Nedenleri
Paylaşmayı öğrenmemiş olması
Anne-baba ya da diğer yetişkinler ile sınır çatışmaları
Bir arkadaş ile tartışması ya da dikkat çekmediğini düşünmesi
Aile içinde problemlerin yaşanması
Bağımsızlık isteğine karşın ihtiyaçlarının hızlıca giderilmesini beklemesi gibi sosyal olaylar ağırlıklıdır.
Okul Çağında Öfke Nedenleri
Okul öncesi çağa benzemekle birlikte sosyal engellenmeler ve düş kırıklıklarını da içine alarak artar,
Haksızlığa uğramak
Eleştirilmek, hor görülmek
İğneleyici sözler
Gülünç duruma düşmek
Çocuk muamelesi yapılması vb. Başlıca öfke kaynaklarıdır. (Yavuzer, 1982; Morgan, 1984)
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Çocuk eğitimi konusunda anne-baba arasında birlik ve beraberlik sağlanmalıdır. Ebeveynlerden biri istenmeyen davranışı cezalandırırken diğeri olumlu karşılamamalıdır.
Aile içi iletişim düzenlenmelidir.
Ebeveynlerin öfke konusunda çocuğa kötü örnek olmamalıdır.
Öfke içeren davranışlara yönelik baskıcı tutumlar ve uygun olmayan zamanda gerçekleştirilen cezalandırmalar çocuğun öfkesini arttırır.
Sürekli eleştirel ve kontrolcü bir tavır sergilemek çocukta suçluluk duygusunun gelişmesine ve duygularının anlaşılmadığını düşünmesine neden olabilir.
Öfkenin cezalar ile baskı altına alınması ve çocuğun öfkelenmesinin engellenmesi gerçek anlamda öfkeyi yok etmez yalnızca maskeler ve ilerleyen dönemlerde birikmiş olan bu öfke sosyal problemleri de beraberinde getirerek açığa çıkar.
Öfke çocuğa engel aşma, istenmeyen durumdan kurtulma gibi beceriler kazandırabilir bu neden öfkenin her zaman bastırılması gerek bir duygu olduğunu öğretmek yanlıştır. Doğrusu ise çocuğa öfkeyi tanıtmak ve sınırlarını fark ettirmektir.
Çocuk öfkesini dışa yönelterek açıkça ortaya koyuyorsa başkalarını cezalandırmaya çalışmaktadır. Bu tür öfke genellikle çocuğun yaşı ilerledikçe azalır. Bunun nedeni ise çocukların büyüdükçe duygularını daha az açığa vurma eğiliminde olmalarından kaynaklanabilir. Duygusunu bastıran çocuklarda kendini cezalandırma eğilimi görülebilir örneğin; saçını yolma, ısırma, başını sert bir yere vurma, kendine zarar verme vb. davranışlar. Ya da sözel cezalandırmalar gelişebilir; Kendimden nefret ediyorum”, “Kendim öldürmek istiyorum” vb. sözlerle ifade ederler. (Jersıld, 1974)
Çocuklar doğru zamanda uygulanan eğitsel yöntemlerle zamanla öfkelerini denetim altına almayı öğrenirler. Bu nedenle öfke krizi karşısında ebeveynlerin sakin kalmayı öğrenmesi önemlidir.
ÖFKE KRİZİNİ ÖNLEME YOLLARI
Öncelikler anne-baba, çocuğun hangi durumlar karşısında öfkelendiğini araştırarak nedenleri tespit etmelidir.
Çocuklara seçim yapma imkanı verilmelidir. Ancak bu seçimin objeleri ebeveyn tarafından sınırlandırılmış olmalıdır. Örneğin “dışarı çıkarken mavi hırkanı mı giymek istersin? ya da kırmızı hırkanı mı?” gibi seçenekler sunulabilir.
Çocuğun öfkelenerek her istediğini elde edebileceğini düşünmemesi gerekir. Kriz anında çocuğun olması için direttiği şeyin yapılmaması tutarlı tavrın korunmasını sağlar.
Çocuklar yaşlarına ve ilgilerine uygun spor ve sanat etkinliklerine yönlendirilmelidir. Ancak aşırı yorgunluğunda öfkeye neden olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocukları yatıştırmak için sakin bir ses tonuyla konuşulmalı, o an yaşanılan panik hissettirilmemeli, kalabalıktan uzaklaşılmalı ve çocuk kendine zarar vermiyorsa öfkesini yaşamasına kontrollü bir şekilde izin verilmelidir. Kriz anlarında sözel ve fiziksel şiddette başvurmak öfke nöbetine neden olur.
Öfke krizi sonrasında çocuğa isteklerinin neden gerçekleşmediği ve bu davranışlarının onaylanmadığı sevecen bir tavırla anlatılmalıdır.
UZMAN DESTEĞİ NE ZAMAN GEREKLİDİR?
Öncelikle çocuğun öfke nedenlerine yönelik doğru tespit yapılmazsa izlenen yol zaman kaybına neden olacaktır. Zaman kaybetmemek için; Anne-baba, çocuğun öfkesinin nedenlerini anlayamıyorsa, aile içinde iletişim zayıfsa ve çocuğun yanında tartışmalar yaşanıyorsa, anne ve baba çocuğun yetiştirilmesiyle ilgili fikir ayrılıkları yaşıyorsa, yaşanan öfke krizleri nedeniyle anne ve baba kendini yetersiz ya da umutsuz hissediyorsa, çocuğun yaşadığı problemler sosyal gelişimini engelleyecek seviyeye gelmişse uzman değerlendirmesi önerilir.
Aile Danışmanı M. Şule Öktem
KAYNAKÇA
Çetin, A. Şükran, A. vd. Çocuk Gelişimi Terimler Sözlüğü Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2024.
Jersıld, A. Çocuk Psikolojisi. (Çevren: Gülseren Günce). Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, 1979.
Morgan, C.T. Psikolojiye Giriş Ders Kitabı. Üçüncü Baskı, (Çevrenler: Hüsnü Arıcı vd.). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları, 1999.
Yavuzer, H. Çocuk Psikolojisi I. Duygusal ve Toplumsal Gelişim. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1982.